21 Şubat 2019 Perşembe

Annemin kahkahası

Alin'e eşleştirme kartları aldım. Hani hafıza gerektirenlerden. Yüzüstü kapatır sonra sırayla ikişer ikişer açıp eşleştirmeye çalışırız ya, ondan. Bende yeri büyük. Oyunu çok sevdiğimden de değil. Annem birinde bunu oynarken çok eğlenmişti, sadece ondan. Bunun için sizi Yakar apartmanına davet ediyorum. Bi beş çayına.

Karşı komşularımız Şehnaz abla ve anneleri Fevziye teyze bizim çocukluğumuzun en yakın tanıklarındandır. 'Tanık' ne efsunlu kelime. Bazılarının çocukluğuna tanık olmak, mesela yeğenlerimin mesela dostlarımın çocuklarının bence hayatımın en ayrıcalıklı kısmı. İki insan arasında oluşabilecek onlarca ilişki türünün en kıymetlilerinden biri bence tanık ve çocuk arasında yaşanan çünkü. Düşünün mesela, o hemen hemen her gün gördüğünüz çocuk bundan 20 sene sonra bir terapist koltuğuna oturduğunda ya da bir manzaraya bakarken, hiç anlam veremediği halde utanç duygusuyla boğuşurken veya otoriteye neden hep boyun eğdiğini anlayamazken siz onun çocukluk yaralarını biliyor olacaksınız. Bu sizi onun yanında durup 'alan tutmak', sessizce dinlemek için en güvenli liman yapmayacak mı sizce de? Veya güzeli düşünelim. Şu hep gördüğünüz ve 2 yaş sendromundaki kız, genç bir kadın olduğunda öyle yaratıcı öyle cesur ve öyle rahat kaynaşacak ki hayata sizin aklınıza onun özgür, dingin çocuk odası gelecek. Sırf bunun için yaşlanmaya heves ediyorum. Çevremdeki çocuklara karşı pür dikkat kesilmem, benim nefesimi kesen kimine göre garip bu hevesim yüzünden işte. Ne zaman yürüdüklerini aklımda tutamıyorum ama neye ağladıkları neye güldükleri hepsi aklımda. Bu pek kıymetli hazinem biraz fazla geniş olduğu düşünülen hafızamda. Bence geniş bir hafızayı iyi kullanmanın en güzel yolu onu çocukların hikayeleri ile doldurmak. Bu hikayeler bir kişiyi 6 yaşında güldürür, 16'da sıkar ama 26'da cezbeder. Ve iddia ediyorum bu çocuklar 36 olduklarında ben çok beleşe yemek yerim.

Biri gelse size dese "sen 5 yaşındayken bebeklerine öyle şefkatli oynardın aksi davranana öyle sinirlenirdin ki şimdi bu anlattıkların bana hiç tuhaf gelmiyor". Çok güzel olmaz mı? Kendinizi amacını kaybetmiş hissederken biri size çocukluk hayallerinizi anlatsa? Siz ne isterdiniz 5 yaşındayken ve eğitimle tornalanmadan evvel en çok neyi merak ederdiniz anlatsa? İşte ben o anlatan olmanın hayalini kuruyorum. Kalbim eriyor.

Konuma dönersek, bir gün komşumuz Fevziye teyzenin evindeyiz ve her nasılsa Aysel teyzemin Hollanda'dan getirdiği ve o dönem bizim evde favori oyuncak olan eşleştirme kartları bizimle. Ve yine her nasılsa annemle Fevziye teyze oynamaya başladılar. Bu ne yazık ki sıradan bir olay değil bizim için. Sanıyorum bizim nesil için bile diyebilirim. Anneler oyun oynuyor. Neşe içinde. Annemin kahkahası kulaklarımda. Koca koca kadınlar çaktırmadan 3. ye 4.ye bakıp eşleştirebilme gayretinde. Oyunda kural filan kalmamış. Bundan olsa gerek neşe çoğalmış, kahkaha artmış. Annem doya doya gülüyor. Biz ablamlarla seyirciyiz. Sadece seyirci. Ama size yemin ederim bu benim çocukluğumun en güzel anılarından biri. İçimi hafifleten, yüzümü her daim güldürebilen çok tatlı çok biricik anım benim.

Bu anı aslında benim için okuduğum iyi ebeveynlik kitaplarının katıksız bir özeti. Hani siz iyileşin, çocuk zaten iyi olmaya niyetlidir diyen. Ve aklıma kazıdım. Kızıma verebileceğim en güzel anı benim kahkaham, neşem. Hayattan duyduğum haz. Kendimle olan ilişkimin sıcaklığı. Onu büyütürken, onunla yaşarken çok büyük keyif aldığımın onun aklına koca koca yerleşmesi. Gerisi kolay, gerisi teferruat.

Allah herkesin kulağına çınlayan bir anne kahkahası koysun, bu kahkaha herkesin hayatla kurduğu ilişkinin fon müziği olsun. Herkesin sustuğu, kelimelerin bittiği o bazı zor anlarda o kahkaha herkesin şifası olsun. Beni anneme ve ablamlara kavuştursun. Annem balkona masayı kursun, ablam kek yapsın, kardeşim çay demlesin ve ben geldim yetiştim diyeyim. Öyle tembel, öyle şımarık.


1 yorum:

TBB dedi ki...

ALİN KUŞ SENİ BOL KAHKAHALI HATIRLAYACAK CANIM :))

Yuva